Menu

Aylık Yazı Dizileri

Gemi Acenteliği ve Ticaret (8) Siyasal Kurallar

GEMİ ACENTELİĞİ VE TİCARET (8)
Siyasal Kurallar

 

8.1. Giriş

Milletler doğal olarak varlıklarını korumak, devam ettirmek zorundadırlar. Bu zorunluluklarını kurdukları devletler ve kurumlar aracılığı ile yerine getirirler. Millet varlığının korunması ve devamı, milleti meydana getiren toplumun, başta güvenlik olmak üzere siyasi, sosyal, iktisadi, kültürel, bilim ve teknolojik hayatının ihtiyaçlarının karşılanmasına ve uluslararası ilişkilerde çıkarlarının korunmasına bağlıdır. Bu ihtiyaçlar içersinde bireylerin, vatandaşlar olarak, özgürlükleri, refah ve mutlulukları3 özenle sağlanması gereken esaslar içinde yer alır.

 

Açıklanan ihtiyaçların giderilmesi, esasların gerçekleştirilmesi ve çıkarların korunması ise, milletin tarihinden ve kültür mirasından kaynaklanan değerlerin, deneyimlerin geleceğe yönelik olarak geliştirilmesini ve milletin sahibi bulunduğu zenginliklerin (Milli Güç Unsurlarının) gerçekçi öngörülerle sürekli ve dengeli biçimde yönlendirilmesini gerekli kılar.

 

Bu durumda durağan görünen değerlerin ve potansiyel kuvvetlerin ileriye doğru harekete geçirilmesi, toplumda yeni sonuçlar, değişimler meydana getirir. Değerler ve kuvvetler farklı durum ve konumlarda yer alır. (1)

 

8.2  Uluslararası Politika

Uluslararası Politika, uluslararası sistemde egemen devletle­rin birbiriyle olan siyasal ilişkilerini incele­yen bilim dalıdır. Uluslarara­sı politika ve dış politika kavramları, birinci­nin diğerini de içeren daha geniş bir anlam­da kullanılmasıyla farklılık gösterir. Bun­lardan uluslararası ilişkiler kavramı ise, tü­münü içeren daha geniş kapsamlı bir terim­dir.

 

Dış politika, uluslararası siyasal sorun­lara bir devletin veya genel olarak devletlerin amaçları, hedefleri ve davranışları açı­sından bakar, bir devletin uluslararası siste­me veya diğer devletlere karşı tutumunu in­celer.

 

Uluslararası Politi­ka, bütün politikalar gibi bir güç ve iktidar mücadelesidir. Uluslararası Politikanın ni­hai amacı ne olursa olsun güç her zaman için acil bir amaçtır. Bu amaçları dini, sosyal ve ekonomik idealler şeklinde tanımlarlar. Her ne zaman bu amaçlarının gerçekleşmesi için uluslararası politikayı bir araç olarak kullanırlarsa, çabalarının sebebi güç ve iktidar elde etmektir. (2)

 

  8.2.1 Uluslararası İlişkiler

Uluslararası İlişkiler, siyaset biliminin bir dalıdır ve "uluslararası sistem" içindeki aktörlerin, özellikle de uluslararası ilişkilerin temel aktörü olarak kabul edilen devletlerin diğer devletlerle, uluslararası/bölgesel/hükümetler arası örgütler, çok uluslu şirketler, uluslararası normlar ve uluslararası toplumla olan ilişkilerini inceleyen disiplinler arası bir disiplindir.

 

Uluslararası ilişkilerin çalışma alanı oldukça geniştir. Küreselleşme ve bu olgunun uluslararası topluma ve devlet egemenliğine etkisi, sürdürülebilir kalkınma, nükleer yayılma, terörizm, organize suç, milliyetçilik, insan hakları, çevre sorunları, güvenlik ve insan kaçakçılığına kadar pek çok konuyu uluslararası düzeyde inceler.

 

  8.2.2. Diplomasi

Diplomasi, bir ülkenin başka ülkelerle ilişkilerinde, kendi konumunu korumaya ve iyileştirmeye çalışırken, öbür ülkelerle dostlu­ğunu yürütebilme uğraşı ve sanatıdır. Diplo­matların işi, zorbalığa dayanan çözümleri ön­leyici ve barışçı çözümler getirmeye çalışmaktır. Diplomasi, devletlerin varoluşu kadar eski­dir. Bir ülkenin bir başka ülkede sürekli temsilci bulundurmasıdır.

 

Milletlerarası ilişkileri yürütme ve yönetme mesleği ile bu mesleğin uygulama alanıdır. Diplomasinin birinci niteliği "müzakere"dir. Barış esas amaç olmak üzere, savaş için müzakere dâhil diplomasinin sınırları içine girer. Bugün için diplomasi yalnız siyasi nitelikte olmayıp ekonomik, teknik, kültürel ve askeri yönleri de içerir. 

 

       8.2. 3. Barış ve Güvenlik

Birleşmiş Milletler Antlaşması Çerçevesinde belirtilen uluslararası barış ve güvenliğin korunmasında bölge anlaşmaları veya örgütlerinin rolü büyük önem taşır. Güvenlik, bölge güvenliği, barış ve güvenlik politikası ön planda tutulur.

 

Güvenlik, küreselleşmenin çok ileri boyutlara vardığı bir dünyada, uluslararası ilişkiler sisteminde güvenlik konusu da küresel bir nitelik kazanmıştır. Her güvenlik sorunu için ulusal boyutun yanında bölgesel ve uluslararası boyuttan bahsetmek mümkündür. Uluslararası güvenlik ve bu alandaki sorunlar, uluslararası ilişkilerin önemli bir unsuru haline gelmiştir. Bu konudaki önemli gelişmeler ve sorunlar dünya, bölge ve ülke düzeylerinde de ele alınmıştır.

 

 8.3. Uluslararası Hukuk Kuralları

Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi 1982 UNCLOS; (3) Deniz ve okyanus sularının kullanımı konusunda ortaya çıkan sorunlar ile hukuksal açıdan ilgilenen uluslararası ilişkilerin bir dalıdır. Deniz ve okyanuslar sadece ulaşım amaçlı değil, ekonomik amaçlı da kullanılırlar. Ayrıca deniz ve okyanusların devletlerarasında paylaşımı, buralardaki tüm faaliyetler ve işlenen suçlar da deniz hukukunun kapsamında ele alınır.

 

Denizlerin bazı kesimleri, devlet egemenliğine tabi (uyruk) olabilir, ama devlet egemenliğine tabi olan deniz kesimleri de dâhil olmak üzere, bütün denizlerde gemilerin ticaret yapma özgürlüğü, yani seyir yapma özgürlüğü vardır.

 

 8.3.1. Uluslararası Denizcilik Örgütü IMO (4)

Deniz ticareti alanında en etkin kuruluş IMO’ dur. Birleşmiş Milletler bünyesinde 1948’de kurulan bu kuruluş, denizcilik alanında uluslararası antlaşmalar, sözleşmeler hazırlayarak bunları hükümetlere imzalaması için tavsiyede bulunur. Gerektiğinde konu üzerinde konferans düzenler. Bu konferanslar, özellikle gemicilik ve deniz çevresine, etkisinden doğan sorunlara ilişkin olarak, uluslararası bölgelerle kendisine verilmiş olan görevleri yerine getirir.  

 

Dünya ticaret hacminin genişlemesi ve bu ticaretin daha akıcı olması nedeniyle, IMO yetkili kurulları tarafından gemilerin yapılışında, tahsis edildikleri yükün taşınmasında, geminin donatılmasında, tonajında, can-mal güvenliğinde, yolalım hakları ve yükümlülüklerinde basitleştirilmiş kurallar getirerek sözleşmeye açmıştır. Sözleşmeye taraf olan devletler, birbirlerinin karasularına, iç sularına, boğazlarına ve limanlarına,  sorun yaşamadan girip çıkabilme hakkı getirilmiştir.

 

 8.3.2 Baltık Uluslararası Denizcilik Örgütü BIMCO (5)

BIMCO, ulusal çıkarları öne çıkarmaksızın denizcilik çıkarları etrafında birleşen donatan, gemi acenteleri, broker gibi dünyada birçok üyenin oluşturduğu çok önemli bir kuruluştur. BIMCO, 1905 yılında kurulmuş ve bugün dünya denizciliğinin önde gelen önemli örgütlerinden biridir.  BIMCO’ nun denizcilikte kullanılan dokümanın adil ve dengeli olmasını sağlamak üzere gerçekleştirdiği çalışmalar, siyasal kuralların uygulanmasında çok yararlı olmuştur.

 

 8.3.3 Ticaret Gemilerinin Yolalım Hakları ve Yükümlülükleri

Ticaret gemilerinin çeşitli deniz kesimlerindeki hakları ve yükümlülükleri, devletlerin belli deniz kesimlerindeki hakları ve yükümlülükleriyle bakışımlıdır. Devletin o deniz kesimindeki yetkisi, genel olarak ticaret gemisinin yükümlülüklerini belirler; devletin yükümlülüğü de, ticaret gemisinin haklarını...

 

Ticaret gemileri, tahsis edildikleri yükü bir coğrafi bölgeden alarak diğer bir coğrafi bölgeye salimen taşımak üzere yapılmıştır. Yolculuk sırasında, bir ülkenin karasularından, iç sularından, kanallarından, boğazlarından, takımada sularından ve bitişik bölge sularından geçmek durumunda kalır. Böyle durumlarda, kıyı devleti limanlarına uluslararası hukuk ve sözleşmelere dayanarak girip-çıkabilirler. Bu giriş-çıkışlarda gemilerin, kıyı devletinin koyduğu sınırlamalara uymak zorundadır. Bunlar, hız sınırlaması, gece seyri yasağı, kılavuz alma yükümlülüğü, zorunlu rotalara uyulması gibi sınırlayıcı kurallara uymalarıdır. Ayrıca gemi kaptanı, kıyı devletinin sağlık ve gümrük denetimi gibi konulara ilişkin kurallarına da uymakla yükümlüdür. 

 

 8.3.4 İç sular

Bir ülkenin hükümranlığı altında bulunan ırmakların (nehirlerin) ve kanalların, “iç sular” içinde özelliği vardır; uluslararası sözleşme ile kabul edilmiş bir “ulaşım hakkı” olmayan gemiler, yabancı ülkenin ırmağına ve kanalına giremezler.  Belirtilen bu genel kurala karşın Panama ve Süveyş Kanalı gibi okyanusları birleştiren çok önemli kanallardan gemilerin özgürce geçebilecekleri genel olarak kabul edilmektedir. Sözleşmeye taraf olan bir kıyı devleti, sözleşmeye taraf olmayan bir devletin gemisini limanlarına girmesini engelleyebilir; böyle bir engelleme uluslararası hukukun ihlali sayılmaz. (6)

 

 8.3.5 Karasuları

Karasuları kıyı devletinin egemenlik yetkisine uyruk deniz alanıdır; ancak, karasuları ile iç sular arasında gemilerin seyri (yol alım’ı) bakımından önemli bir fark vardır; bu ayırım:

“Kıyı devletinin karasularından yabancı gemilerin masum geçiş hakları vardır; kıyı devleti masum (zararsız; innocent) geçiş hakkını kullanan gemiyi engellememe yükümü altındadır.”  (7)

 

Geçiş, kıyı devletinin huzuruna, güvenliğine ve düzenine zarar vermedikçe masum (zararsız) sayılır; geçiş bu niteliğini koruduğu sürece masum/zararsız sayılır. (8)  Karasulardan masum geçiş yapan gemi, kuvvetli fırtına ya da yoğun sis nedeniyle geçiş yaptığı ülkenin karasularında demirleyebilir; makine arızasından dolayı durabilir. Kıyı devleti, karasularında; zararsız geçiş yapacak gemilerin de uyması zorunlu olan düzenlemeler yapabilir. (9)

 

 8.3.6 Boğazlar

İki açık denizi birleştiren (highseas) ya da “münhasıran ekonomik bölge(exclusive economic zone) dar suyoluna, boğaz denir. Deniz Hukuku Sözleşmesi UNCLOS 1982, gemilerin boğazlardan geçiş hakkını öngörmüş ve bu hakkın sınırlarını belirlemiştir. Transit geçiş (transit passage), yapan gemiye masum geçişe oranla biraz daha geniş bir olanak tanır; bunun anlamı, kıyı devleti yetkisinin, masum geçişe oranla dar olması demektir. (10)

 

Kıyı devleti, denizde güvenlikle ilgili ya da denizlerin gemilerden kirletilmesinin önlenmesine yönelik kurallar koyabilir; transit geçen gemi bu kurallara uymak zorundadır. Kıyı devleti, boğazdan geçen gemilerin uymakla yükümlü oldukları Trafik Ayırım Düzenleri (TAD) kurabilir. (11) TAD (traffic separation schemes; TSS), dünyanın birçok bölgesinde ve boğazlarda uygulanan ve gemiler ile çevrenin güvenliğine yönelik kurallar içeren düzenlemelere verilen addır.  Gemilerin içinde seyretmek zorunda oldukları şeritlerin (sealanes) belirtilmesi TAD’ ın esasını oluşturur. (12) 

 

 8.3.7 Takımada Suları  (13)

Takımada suları, (archipelagic waters) takımada devletinin türevidir; coğrafi, ekonomik ve politik bir bütünlük arzeden adalar, bir devletin ülkesini oluşturursa, o takımada devletinin adalar arası sularda egemenliği vardır. (14)  Takımada devleti, 1982 Deniz Hukuku Sözleşmesi UNCLOS’ a göre belirlenmiş temel çizgiler (base lines) içinde kalan denizalanı takımada suları sayılır; takımada suları kavramı, ne iç sudur, ne de karasuyu... Ancak bunlardan “karasuyu” na yakındır. (15)

 

Adalar devletinin, takımada suları üzerindeki egemenlik yetkisi, o sulardan geçecek yabancı bandıralı gemilere tanınan bir dizi haklar ya da yetkilerle sınırlıdır. Takımada sularında seyir yapacak gemilere tanınan haklar:

·         Bütün devletlerin gemileri, takımada sularında, karasularında geçerli olan “zararsız geçiş” i kullanma hakkına sahiptir. (16)

·       Bütün devletlerin gemileri, takımada TAD’ ına trafik şeritleriyle ilgili kurallara uymak koşuluyla, takımada sularından, masum geçişe oranla daha geniş haklarla geçerler. (17)

 

Takımada devletinin takımada sularından geçişle ilgili yetkileri ile yükümlülükleri, boğaz devletinin transit geçişiyle ilgili yetki ve yükümlülüklerinin eşidir.

 

 8.3.8 Bitişik Bölgeler

Karasularına bitişik bir deniz şeridine bitişik bölge (contiguous zone) denir. Eğer ilan etmişse, bu devletin bitişik bölge suları vardır ve bitişik bölge, esas hattan en çok 24 mile kadar uzanır; bu şerit karasularının oluşturduğu şeride koşut bir şerittir.  (18)

 

Bütün devletlerin gemilerinin bitişik bölgede navigasyon (yolalım) özgürlüğü (seyrüsefer serbestliği) vardır. (19)

 

Burada sözü edilen yolalım özgürlüğü; herhangi bir devletin gemisi bu suları, hukuka uygun amaçla, özgürce kullanabilir. Ancak bu hak, kıyı devletinin aşağıda belirtilen kurallarla sınırlıdır.

a.     Kıyı devleti, kendi ülkesiyle olumsuz ihtimalleri önlemek üzere, bitişik bölgelerde, gümrük, vergi, göç ve sağlıkla ilgili olarak idari önlemler alır. Alınan bu önlemlere gemiler uymak zorundadır. (20)

b.    Kıyı devleti, a’ da belirtilen kurallara uymayan gemilere ceza uygulayabilir. (21)

 

 8.3.9 Açık Denizler

Denizlerin “iç sular”, “karasuları”, “münhasıran ekonomik bölge” MEB, “takımada suları” kapsamı dışında kalan kesimleri “açık denizler” dir. Açık denizler, tüm devletlere açıktır; hiçbir devlet açık denizleri egemenliği altına alamaz. (22)  Açık denizlerdeki özgürlüklerden biri yolalım (navigasyon, seyrüsefer) özgürlüğüdür, açık denizlerde bütün gemilerin yolalım özgürlüğü vardır. (23)

 

Açık denizlerde bulunan gemiler üzerinde bayrak devletinin yargı yetkisi ve mevzuatını uygulama yetkisi vardır. (24) Ancak, bayrak devletinin bu yetkisi başka devletlerin yetkilerini tümüyle ortadan kaldırmaz, başka devletlerin de sınırlı yetkileri vardır. Bu istisnai yetkiler:

1.   Yabancı gemilerin uğradıkları kazalar ve benzeri olaylar sonucu olarak bir devletin kıyıları ciddi kirlenme (pollution) tehlikesiyle karşılaşırsa, o devlet önlemler alabilir. (25) 

2.   Bütün devletlerin korsanlığa karşı gerekli önlemleri alma hak ve yükümlülükleri vardır. Bir gemi hangi bandırayı taşırsa taşısın korsanlık yaptığı anlaşılır ya da bundan şüphe edilirse, bir devletin savaş gemisi ya da yetkili kılınmış gemisince durdurulabilir ve tutuklanabilir. Tutuklanan geminin gemi adamları ya da gemide bulunan öteki kişiler, uyrukları ne olursa olsun götürüldükleri devletin yetkili mahkemelerinde yargılanabilirler. (26)

3. Bir devletin iç sularında ya da karasularında kuralları çiğneyen gemi, kıyı devletinin savaş gemilerince izlenip açık denizde tutuklanabilir; bunun için izlemenin karasularında, ya da gümrük, vergi, göç ve sağlıkla ilgili kuralların çiğnenmesi (ihlali) durumunda bitişik bölgede başlamış olmalıdır. Kesintisiz izleme hakkı (the right of hot pursuit) hakkı diye anılan bu hakkın kullanılabilmesi için, izlemenin daha ihlali yapan gemi karasularındayken başlamış olması ve aralıksız sürmesi şarttır. İhlali yapan gemi karasuları dışında, fakat gemiden indirilmiş bir tekne karasularındaysa, kesintisiz izleme hakkı gene vardır. (27)

    

 8.4. Siyasi Sorunlar

Savaş sırasında düşmanın limanlarının ablukaya alınması asırlardır var olan bir uygulamadır. Siyasal sınırlama, büyük olasılık olarak tüccarların ve donatanların hepsinden çok korktuğu kısıtlamadır. Çünkü işin içine insan etmeni girmektedir ve insan davranışları tahmin edilemez. Dünyada bunun birçok örnekleri görülmektedir.

 

Siyaset, deniz ticaretini sadece çatışmalar yoluyla olumsuz etkilemez; bir ülke içindeki kötü yönetim, işine gelen güzergâhlarda kârlı bulunan her türlü yükle yapılan deniz taşımacılığı, piyasalar üzerinde de önemli baskısı olabilir.

 

a.  Birleşmiş Milletler bünyesinde yapılan barış ve güvenlik anlaşmalarına taraf olan ülkeler, siyasi açıdan bağlı bulunduğu birliğin kurallarına uyarlar. Birliğin bölgesindeki bir ülke ile siyasi açıdan aralarındaki gerginlik nedeniyle, zaman ve sefer esaslı gemilerin limanlarına gelmesini yasaklayabilir veya bir kural koyabilir. (28)

b.  Siyasal nitelikli yerel sorunların oluştuğu başka limanlar da vardır. Bir geminin nihai donatanının tabiiyeti, geminin taktığı fiili bayrağı kabul edilir olmasına rağmen sorun çıkarabilir. Örneğin, A ülke şirketlerinin sahibi olduğu A bandıralı gemiler ve tekneler, B ülkesi limanlarına alınmamaktadır. Limanlarına alınmakta olan birçok C ülke bayraklı geminin sahibinin aslında A ülkenin şirketleri olması, B ülkesi limanlarına sefer yapmalarına engel olmaktadır. (29) 

c.   Sözleşmeye taraf iki komşu ülkenin siyasi sınırı veya kıta sahanlığı arasında da anlaşmazlık çıkabilir. Bu anlaşmazlıktan dolayı iki komşu ülke, sınırlarını kapatarak birbirleri için ambargo koymuş olabilir. Zaman ve sefer esaslı gemilerin bu iki ülkenin bir limanından kalkarak diğer ülkenin limanlarına gelmesini yasaklayabilir.

d.  Deniz taşımacılığındaki çoğu kişi dünyaya ve olaylara siyasiden çok ‘uluslararası’ ve ‘ticari’ bir açıdan bakmak eğilimindedir. Buna rağmen, belirli ülkelerin limanları, oraya yapılacak bir seferin gemiler ve donatanının/işleticisinin üzerine ağır yükümlülükler getirebilir.

  

       8.5  Gemi Acentelerinin Görevleri

Gemi acentelerinin uluslararası ticari ilişkilerde görevleri vardır. Bu görev, her alanda yapılan üretimin dünya pazarlarına sunulması sırasında ürünlerin kolayca taşımayı sağlama görevidir. Gemi acenteleri bu görevi üstlenirken, bazen siyasal sorunlarla karşılaşırlar ve bu sorunların çözümünde gösterdiği çaba ve uğraşılarıyla bir diplomasi ustalığını yerine getirirler. Diplomasi, zor süren görüşmelerde gösterilen bir sanattır. Bu da, gemi acentelerin görevleri arasında yer alır.

 

Dünya devletleri arasında, birbiriyle ilişkileri gergin olan ülkeler vardır. Bu gerginlik nedeniyle ülkesinin ve yandaşlarının bayrağını taşıyan gemileri limanlarına girip çıkmasını yasaklayabilir veya kural koyabilir. Taşıyan ile taşıtan olaya “uluslararası ticari” açıdan bakmayı tercih edebilir ve risk alarak gemisini sefere koyabilir. Yük bağlantısı yapan gemi acenteleri:

a.     Zaman esaslı kira sözleşmelerine, siyasi açıdan hariç tutulan bazı yer ve limanların listesinin konulması yaygın bir uygulamadır ve buna dikkat etmelidirler.

b.    Sefer esaslı gemi kiralayanlar bu ülkelere boşaltılacak veya buralardan yüklenecek yüklerin bağlantısında dikkatli olmalıdırlar.

c.     Arap Birliği ile İsrail Devleti arasındaki siyasi kısıtlamadan dolayı, Türk limanlarından kalkan bir geminin, Arap Birliği’ne bağlı ülkelerin limanlarına gitmesi halinde gemi sahibi ve işleticisine bu klozun konulmasını hatırlatmalıdırlar.

d.    Ülkemiz limanlarına gelecek gemilerin sahipleri ve işleticileri, Güney Kıbrıs ile ilişkileri bulunması halinde gemilerin limanlarımıza giriş yapamayacağını atayanına bildirmelidirler.

e.     Türk Boğazları’ndan geçecek gemilerin sahip/işletmeci ve kaptanlarına, boğaz geçiş kurallarını bildirmelidir.

f.     Gemi acenteleri, bölgemizde doğabilecek siyasi kısıtlama gibi olayları takip ederek kendisini atayan gemi sahibi ve işleticilerini derhal bilgi vermelidirler.

 

Açıklamalar             :

 

1.     E. Z. Ökte YMHHD Amaçları, İlkeleri ve Hedefler  S. 369 İstanbul, 2003

2.     Prof. Dr. Tayyar Arı Makalesi/Hans Morgenthau, Politics Among Nations: The Struggle For Power And Peace, 6. Baskı, New York,

3.     UNCLOS, United Nations Conference on the Law of the Sea

4.     IMO, International Maritime Osrganization.

5.     BIMCO,  The Baltic and International Maritime Council.

6.     Gündüz Aybay, Deniz Hukuku. Aybay Yayınları 1998 S.959

7.     Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi Md. 24

8.     AGE Md. 19

9.     Gündüz Aybay AGE S.960

10.  BMDHS Md.38-39

11.  AGE Md.22

12.  G.Aybay  AGE S.961-62

13.  BMDHS Kısım IV

14.  AGE Md. 46

15.  G.Aybay AGE s.962

16.  BMDHS Md.52/1, 53/2

17.  AGE Md.53/11

18.  AGE Md.33/2

19.  AGE Md.17

20.  AGE Md.33/a

21.  AGE Md.33/b

22.  AGE Md. 89

23.  AGE Md. 87

24.  AGE Md. 94

25. 1969 tarihli Müdahale Konvansiyonu (Convention relating to Intervention on the High Seas in case of Oil Pollution Casualties) kıyı devletine, böyle bir durumda açıkdenizlerde de önlem alma yetkisi tanımıştır.

26. BMDHS Md. 105

27. AGE Md. 111 

28. Arap ülkelerine uğrak olasılığı bulunan zaman ve sefer esaslı gemi kiralama işi yapanların kira sözleşmelerine, “donatanın gemisinin Arap ülkeleri tarafından daha önce İsrail’e uğramış olması sonucunda boykot edilmediğini” (kara listeye alınmadığını) onayladığı bir ‘Arap boykotu maddesi’ konulmasının yaygın bir uygulamadır.

29. Port Agency,  Institute of Chartered Shipbrokers  London2006 P.90

 

 

Ruhi Duman 

İstanbul, 12 Ağustos 2009