İMEAK DTO Kasım 2022 AB Bülteni
SİRKÜLER NO: 23.1 / 706-497 = 04/11/2022
İlgi:
İMEAK Deniz Ticaret Odası’ndan alınan 04.11.2022 tarih ve 3543/804/2022 sayılı yazısı.
İMEAK Deniz Ticaret Odası’ndan alınan ilgi
yazıda;
‘’Avrupa’da denizcilik sektöründe enerji
verimliliği uygulamaları, deniz çevresinin korunması, dijital dönüşüm,
denizcilikte teknolojik uygulamalar ve araştırma alanında meydana gelen güncel
gelişmelere ilişkin çeşitli kaynaklardan derlenen haberler bilgilendirme
amacıyla aşağıda sunulmaktadır.
1.Denizcilik
Sektörü, ETS Gelirlerinin Paylaştırılmasına Yönelik Çağrıda Bulundu.
Avrupalı
armatörler, limanlar, kruvaziyer sektörü, tersaneler ve ekipman üreticileri,
yakıt tedarikçileri, nakliyeciler, taşıma işleri organizatörleri ve liman
işletmecileri ortak bir kararla, denizcilik sektörünün Avrupa Birliği (AB)
Emisyon Ticaret Sistemi’ne (Emission Trading System-ETS) dahil edildiğinde
tahsis edilecek gelirlerin denizcilik sektörüne ayrılmasına yönelik Avrupa
Birliği Üye Devletlerine ve Avrupa Parlamentosu’na çağrıda bulunmuştur.
Tahsis
edilen gelirlerin, konvansiyonel yakıtlarla temiz yakıtlar arasındaki fiyat
farkının azaltılması, Ar-Ge ve inovasyonun finanse edilmesi, çevreci enerji ve
teknolojilerin gemilerde ve kıyıda artırılması ve yaygınlaştırılması amacıyla
kullanılması gerektiği belirtilmektedir. Liman altyapısı, şebekeye bağlantı,
enerji depolama ve yenilenebilir kaynakların dağıtımına yönelik yatırımların da
desteklenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Ayrıca, denizcilik çalışanlarının
eğitimi ve kabiliyetlerinin artırılmasının desteklenmesinin, AB iklim
hedeflerini karşılanmasında önem arz ettiği belirtilmektedir.
Avrupa
Topluluğu Armatörler Birliği (European Community Shipowners’ Associations-ECSA)
Genel Sekreteri Sotiris Raptis; “Denizcilik sektörü tek bir sesle; Üye
Devletleri ve Avrupa Konseyi’ni, ETS gelirlerini tahsis etme ve denizcilik
sektörünün enerji geçişini destekleme çağrısında bulunuyor. Mevcut ETS
gelirlerinin %80’i halihazırda ETS sektörlerinin enerji geçişi için
kullanılıyor. Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu, mevcut ETS revizyonu
kapsamında havacılık gelirlerini tahsis etmiştir. Sektörümüzün,
dekarbonizasyonu en zor sektörlerden biri olduğu dikkate alınarak denizciliğin
eşit bir temele oturtulması gerekiyor.” ifadelerini kullanmıştır.
Avrupa
Deniz Limanları Örgütü (The European Sea Ports Organizations-ESPO) Genel
Sekreteri Isabelle Ryckbost; “Denizcilik sektörünün çevreci hale getirilmesi,
hem gemilerde hem de limanlarda getirisi düşük olan büyük yatırımlar anlamına
gelirken, liman yönetim kuruluşları için belirsiz bir durum söz konusudur. AB
ETS’de belirtilen hedeflere ulaşmak için, hem gemide hem de kıyıda düşük ve
sıfır karbonlu yakıt altyapısının tesis edilmesini destekleyen özel bir fonun
oluşturulması bu nedenle çok önemlidir.” açıklamasında bulunmuştur.
Uluslararası
Kruvaziyer Şirketleri Birliği (Cruise Lines International Associations-CLIA)
Avrupa Genel Direktörü Marie-Caroline Laurent; “Kruvaziyer sektörü, karbon ayak
izini azaltmak için yeni teknolojilere büyük yatırımlar yapıyor. ETS
gelirlerinden elde edilen özel bir fon, sektörün sürdürülebilir denizcilik
yakıtlarının kullanılmasına yönelik çabalarını hızlandıracak ve gerekli liman
altyapısının oluşturulmasını destekleyecektir. Bu durum, sıfır karbonlu bir
geleceğe ulaşmak için kamu ve özel sektörün birbirlerine nasıl yardımcı
olabileceğinin önemli bir örneğidir. Bu sebeple Avrupa Kurumlarını fon
yaratılmasına destek vermeye çağırıyoruz.” ifadelerini kullanmıştır.
SEA
Europe Genel Sekreteri Christophe Tytgat; “Avrupa’nın denizcilik teknolojisi
endüstrisi, piyasadaki en gelişmiş gemileri ve teknolojileri geliştirmektedir.
AB ETS gelirlerinin tahsisi, inovasyonu hızlandırmakla birlikte daha
sürdürülebilir yakıt ve teknolojilerin uygulanmasını artıracak ve Avrupa’nın
lider rolünü güçlendirerek çok önemli bir öneme sahip olacaktır. Avrupa’nın
denizcilik teknolojisi endüstrisi üzerine düşeni yapmaya hazır.” açıklamasında
bulunmuştur.
Avrupa
Taşıma İşleri Organizatörleri, Nakliye, Lojistik ve Gümrük Hizmetleri Birliği
(European Association for Forwarding, Transport, Logistics and Customs
Services-CLECAT) Genel Direktörü Nicolette van der Jagt; “CLECAT, ‘kirleten
öder’ ilkesini olumlu karşılarken, çevreci/temiz yakıtlar ile geleneksel yakıtlar
arasındaki fiyat farkının düşürülmesine katkıda bulunacak ETS gibi piyasa
temelli önlemleri desteklemektedir. Denizcilik ETS tahsisatlarının ihale
edilmesinden elde edilen gelirlerin adil bir payı, deniz taşımacılığında daha
çevreci ve daha sürdürülebilir çözümlerin pazara alınmasını hızlandırmak için
daha temiz teknolojilere ve Ar-Ge projelerine yapılan yatırımlar yoluyla
sektöre yeniden aktarılmalıdır.” ifadelerini kullanmıştır.
Avrupa
Atık Bazlı ve Gelişmiş Biyoyakıtlar Derneği (European Waste-based &
Advanced Biofuels Association-EWABA) Genel Sekreteri Angel Alvarez Alberdi;
“Yenilenebilir ve düşük karbonlu sıvı yakıtlar, denizcilik sektörünün
dekarbonizasyonunun anahtarıdır. Ancak bunların maliyetinin fosil yakıtlardan
daha yüksek olduğu bilinen bir gerçektir. ETS gelirlerinin belirli bir
denizcilik fonuna tahsis edilmesi, hem piyasaya daha yüksek hacimlerde
yenilenebilir yakıt sağlanmasına hem de gelişen teknolojilerin
ticarileştirilmesinin hızlandırılmasına güçlü bir şekilde katkıda
bulunacaktır.” açıklamasında bulunmuştur.
Gelişmiş
Biyoyakıt Koalisyonu LSB Başkanı ve UPM Halkla İlişkiler Direktörü Marko
Janhunen; “Gelişmiş Biyoyakıt Koalisyonu, denizcilik sektöründe gelişmiş
biyoyakıtların sürekli artan kullanımını memnuniyetle karşılamaktadır. Bununla
birlikte, gelişmiş biyoyakıtlar gibi düşük ve sıfır karbonlu yakıtların
mevcudiyetini artırmak için daha fazla önlem alınması gerekmektedir. AB ETS
fonlarının denizcilik sektöründe inovasyon için kullanılmasına tahsis edilmesi,
yatırımcı camiasına güçlü bir sinyal gönderecektir.” ifadelerini kullanmıştır.
eFuel
Alliance Genel Müdürü Ralf Diemer; “Deniz taşımacılığı, Avrupa ekonomisinin
belkemiğidir ve Avrupa Birliği’nin iç ve dış ticareti için çok değerlidir. Bu
nedenle, sürdürülebilir ticareti mümkün kılmak için, emisyon ticaretinden elde
edilen gelir yoluyla bu sektörün fosil yakıtlardan e-yakıtlar gibi iklim
açısından nötr seçeneklere geçişini desteklemek çok daha önemlidir. AB ETS
aracılığıyla sağlanan bu tür mali destek, e-yakıtlar için alt kotalara sahip
daha iddialı bir ‘FuelEU Maritime’ı da mümkün kılar ve e-yakıt tedarikçileri
için yatırım güvenliği sağlar.” açıklamasında bulunmuştur.
Avrupa
Özel Liman İşletmecileri Federasyonu (Federation of European Private Port
Operators-FEPORT) Genel Sekreteri Lamia Kerdjoudj; “Fon, daha az iddialı iklim
politikalarının uygulandığı üçüncü ülkeler karşısında rekabet gücünü korurken,
sektörün dekarbonizasyonunu desteklemelidir. Yeşil liman ekipmanlarına, yakıt
ikmali ve altyapısına yapılan yatırımlar, liman paydaşlarının, denizcilik
sektörlerinde emisyon ticaretini uygulamayan, aynı zamanda denizcilik ve
ulaştırma sektörlerinin genel olarak dekarbonizasyonunu destekleyen AB üyesi
olmayan komşu ülkelerin rekabet baskısı ile başa çıkmasına yardımcı olabilir.”
ifadelerini kullanmıştır.
Avrupa
Deniz Nakliyecileri Konseyi (European Shippers Council-ESC) Genel Sekreteri
Godfried Smit; “Gemilerin karbon ayak izinin azaltılması ve deniz
taşımacılığının daha sürdürülebilir hale getirilmesi için ön koşulların
oluşturulması, deniz nakliyecileri için önemlidir. ETS gelirlerinin denizcilik
sektörünün dekarbonizasyonuna yardımcı olmak için ayrılması, uluslararası
ticaretin devam etmesini sağlayacaktır.” açıklamasında bulunmuştur. (Kaynak:
ECSA)
2.FuelEU
Maritime: Denizcilik Sektörünün Dekarbonizasyonu, Enerji Verimli Teknolojilerle
Birlikte İlerliyor.
Avrupa
Parlamentosu, FuelEU Maritime Yönetmeliği üzerinde Avrupa Konseyi ile yapılacak
müzakereler ışığında bu mevzuat konusundaki yetkisini kabul etmiştir. SEA
Europe, iklim nötr ve sıfır emisyon sağlayan teknolojilerin yanı sıra denizyolu
taşımacılığının dekarbonizasyonuna yönelik düşük ve sıfır karbonlu yakıtların
üretimini teşvik etmeye yardımcı olacağı için Avrupa Parlamentosu’nun tutumunu
memnuniyetle karşılamaktadır.
FuelEU
Maritime gerekliliklerinin uygulanmasını bekleyen SEA Europe, yenilenebilir
yakıtların kullanımına yönelik minimum hedeflerin iyi bir başlangıç olduğunu
ancak iklim nötr veya sıfır fosil yakıtların gerçekten başarılı bir şekilde
kullanılmasının kaynakları ve enerjiyi boşa harcayan verimsiz sistemleri haklı
çıkarmayacağını belirtmektedir.
SEA
Europe Genel Sekreteri Christophe Tytgat; “İklim nötr veya sıfır fosil yakıtlar
için bir rekabet olacağından, enerji verimliliği en yüksek teknolojilere de
daha fazla dikkat çekilmelidir, çünkü bu yakıtlar mevcut konvansiyonel
yakıtlardan daha yüksek maliyetli olacaktır. Avrupa Parlamentosu’nun, cezaların
ödenmesinden elde edilen gelirlerin, alternatif yakıtların yanı sıra yenilikçi
teknolojilerin geliştirilmesi, üretimi ve dağıtımını desteklemek için
denizcilik sektörüne tahsis edilmesi ve kullanılması gerektiği yönündeki tutumu
SEA Europe tarafından memnuniyetle karşılanıyor.” açıklamasında bulunmuştur.
SEA
Europe perspektifinden bakıldığında, örneğin özel bir filo yenileme ve
güçlendirme programı yoluyla, yeşil ve enerji verimli teknolojilerin yanı sıra
yeni yeşil gemilerin inşasına ve mevcut gemilerin güçlendirilmesine yönelik
yatırımların teşvik edilmesinin Avrupa Birliği’nin iklim nötr hedeflerine 2050
yılına kadar ulaşmak için esas olacağı belirtilmektedir. Ancak, Avrupa’daki
tersanelerin, iklim açısından nötr deniz taşımacılığının önemli bir paydaşı
olarak rollerini tam olarak yerine getirmelerini sağlamak için, Avrupa
Birliği’nin Asya tersaneleriyle uzun süredir devam eden rekabetin bozulmasını
ele alması gerekli olup hayati önem taşımaktadır. Asya’daki gemilerin, rekabeti
olumsuz etkileyen fiyatlandırılmasıyla ilgili iyi bilinen soruna uygun bir
çözüm bulunmadan, alternatif yakıtların gemi yapımını mevcut konvansiyonel
yakıtlardan daha pahalı hale getirmesi nedeniyle Avrupa’daki tersanelerin,
iklim açısından nötr deniz taşımacılığının önemli bir unsuru olarak görevlerini
yerine getiremeyeceği ifade edilmektedir. Bu nedenle, Avrupa’da yenilikçi yeşil
denizciliğin ticari durumunu teşvik etmek ve Avrupa tersaneleri ve tedarik
zincirleri için de ekonomik büyüme yaratmak için bütünsel bir denizcilik
sektörü stratejisine dayalı politika, düzenleyici ve finansal önlemlerin derhal
uygulamaya konulması gerektiği belirtilmektedir. Bu çerçevede, Avrupa
Parlamentosu’nun, tek pazarın işleyişi, denizcilik sektörünün rekabet gücü,
nakliye navlun oranları, olası karbon-iş kaçakları ve yeni sera gazı azaltma
teknolojileri üzerindeki etkisini değerlendirmesine yönelik Avrupa Komisyonu’na
tavsiyesinin, SEA Europe tarafından memnuniyetle karşılandığı ifade
edilmektedir. (Kaynak: SEA Europe)
3.Güney ve
Kuzey Avrupa Arasında İlk Yeşil Hidrojen Koridoru İçin Çalışma Başlatıldı.
Hollanda’nın
Rotterdam Limanı’nda gerçekleştirilen hidrojene dayalı yatırımlar kapsamında
çevre ülke limanlarıyla yapılan yeşil koridor anlaşmalarına İspanya’nın
Algeciras Bölgesinin de dahil olduğu açıklanmıştır. Rotterdam Liman İdaresi’nce
yapılan açıklamada, Avrupa'nın önemli limanlarından olan Rotterdam ve Algeciras
Bölgesi arasında yeşil hidrojene dayalı bir koridorun kurulmasına yönelik
çalışmanın başlatılmış olduğu, bu çalışmanın Rotterdam'ın Kuzeybatı Avrupa'ya
2030 yılına kadar 4,6 milyon ton yeşil hidrojen sağlama hedefinin bir parçası
olduğu ifade edilmiştir.
İspanyol
menşeli bir firma ile Rotterdam Liman İdaresi arasında gerçekleştirilen ortak
çalışmada Algeciras Körfezi yakınlarındaki San Roque Enerji Parkı'nda üretilen
hidrojenin Rotterdam Limanı'na ihraç edilmesinin planlandığı ve anılan ticari
hattın 2027 yılına kadar faaliyete geçmesinin beklendiği açıklanmıştır.
Sahip
olduğu stratejik konum, bol miktarda yenilenebilir enerji üretimi ve güçlü
enerji altyapısı ve Algeciras ve Huelva gibi önemli limanlara sahip olduğu göz
önüne alındığında, İspanya’nın söz konusu koridor neticesinde yeşil hidrojen
üretimi ve ihracatında önemli bir konumda olacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda,
Kuzeybatı Avrupa’nın üretebileceğinden çok daha fazla enerjiyi kullanmasına
dayalı olarak dünyadaki ihracatçı ülkelerin sayısının artmasının ve özel
işletmelerle birlikte yeşil hidrojen için birden fazla ticaret yollarının
kurulmasının büyük önem taşıdığı vurgulanmıştır. (Kaynak: Rotterdam Liman
İdaresi)
4.Londra
Merkezli Clarkson Research, Yüksek Doğalgaz Fiyatlarının Amonyak Üretiminin Durmasına
Yol Açabileceği Konusunda Sektörü Uyardı.
Clarkson
Research tarafından yapılan açıklamada, denizcilik endüstrisinde amonyak
talebinin artmaya devam ettiği, ancak ileride bazı üretim sorunlarının
bulunduğu açıklanmıştır.
Yayınlanan
söz konusu raporda, amonyağa olan talebin geleneksel endüstriyel kullanım ve
yaygın olarak kabul edilen karbon emisyonlarını azaltma hedeflerine bağlı
olarak artış kaydettiği, ancak artan enerji maliyetlerinin yarattığı fiyat
dengesizliklerinin endişe yarattığı, bu kapsamda Avrupa'da ani yükselen gaz
fiyatlarının amonyak üretim maliyetlerini satış fiyatının üzerine çıkardığı
belirtilmiştir.
2022
yılı itibarıyla amonyak için geçerli olan yüksek emtia fiyatlarının yatırım
seçeneği adına bir teşvik olarak görülebileceği ifade edilmiş olmasına karşın,
aracı kurum, yüksek enerji fiyatları ve küresel finansal istikrarsızlığın kısa
vadede baskılayıcı bir etkisinin olacağı düşünülmektedir.
Bu
bağlamda ilgili raporda, artan enerji maliyetlerinin üreticileri daha uzun
tedarik yollarına mal sevk etmeye yönlendirdiği ve nakliye için daha kısa
vadeli stratejilerin benimsenmesine yol açan tedarik ve ticaret yolları
hakkında belirsizliklerin oluştuğu, fakat alternatif bir deniz yakıtı olarak
amonyağın güçlü bir seçenek olarak yer almaya devam ettiği, temiz bir yakıt
olarak hidrojene olan küresel talebin de artış gösterdiği, hidrojenin saf
haliyle muhafaza edilmesi ve sevk edilmesinin zorluğu nedeniyle amonyağın bir
çözüm sağlayabileceği hususlarına yer verilmiştir. (Kaynak: Clarkson Research,
Tradewinds)
5.Singapur
Nanyang Teknoloji Üniversitesi’nce Gerçekleştirilen Çalışmada Bir Nakliye
Yakıtı Olarak Bio-LNG'nin Potansiyeli Ortaya Konuldu.
Singapur
Nanyang Teknoloji Üniversitesi Denizcilik Enerjisi Merkezi tarafından
sürdürülen planlı çalışmada; büyük ölçekli anaerobik çürütme tesislerinde
bio-LNG üretiminin emisyonların azaltılması sürecine katkı sağlayacağı,
tarımsal enerji ürünlerinden ve orman atıklarına dayalı olarak büyük ölçekli
anaerobik çürütme tesislerinde bio-LNG üretiminin giderek daha uygun maliyetli
hale geleceği, gübrenin anaerobik çürütülmesine bağlı olarak bio-LNG üretilmesi
durumunda emisyon oranlarının büyük miktarda düşürülebileceği, gerçekleştirilen
çalışmayla çeşitli senaryolara bağlı olarak bio-LNG kullanımından bir dizi
sonuç elde edilebileceğinin ortaya konulduğu, bio-LNG’nin 2030 ve 2050
yıllarında sırasıyla toplam enerji talebinin %16'sına ve %63'üne kadar hizmet
edebileceği açıklanmıştır.
Söz
konusu akademik çalışmada; üretim sürecindeki metan sızıntısı ve gemideki metan
kaymasının azaltılması durumunda bio-LNG'nin deniz dizeline kıyasla sera gazı
emisyonlarını %80'e kadar azaltabileceği, ayrıca teslim edilen bio-LNG'nin ortalama
maliyetinin özellikle Güneydoğu Asya'daki daha az gelişmiş ülkelerde büyük
ölçekli anaerobik çürütme tesislerinde bio-LNG üretme maliyetinin azalması
nedeniyle mevcut fiyatlara kıyasla 2050 yılına kadar %30 oranında düşüş
gerçekleşeceğinin tahmin edildiği ortaya konmuştur.
Buna
ilaveten anılan çalışmada, bio-LNG gaz ve sıvı formlarında verimli bir şekilde
ticaretinin yapılması ve nakliye maliyetlerinin en aza indirilmesi için yaygın
olarak kabul edilen bir menşe sertifikalarına ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir.
(Kaynak: Lloyd’s List)
6.Kanada
Halifax ve Almanya Hamburg Limanları Arasında Hidrojen Koridoru Kuruldu.
Kanada’nın
Halifax ile Almanya Hamburg Liman İdareleri tarafından yapılan ortak
açıklamada, Kanada'nın doğu kıyısında yer alan Halifax ile Almanya'nın
kuzeybatı kıyısındaki Hamburg şehirleri arasında hidrojene dayalı bir nakliye
koridorunun kurulmasına ilişkin bir anlaşmaya varıldığı belirtilmiş olup, bu
doğrultuda iki liman yetkilisi tarafından 29 Eylül 2022'de Hamburg'da bir
mutabakat zaptının imzalandığı açıklanmıştır.
Söz
konusu nakliye koridoru sayesinde Halifax Limanı'nda yeşil hidrojen ve
türevlerinin yakıt ikmali ve ihracatına dayalı liman altyapı sisteminin
kurulacağı, buradan üretilecek hidrojenin Hamburg Limanı'nda gerçekleştirilecek
altyapı çalışmalarına bağlı olarak taşınacağı belirtilmiştir.
Bu
doğrultuda, anılan mutabakat zaptının nakliye koridorunda yeşil enerji
kullanımının ilerletilmesi için değer zinciri ortakları, nakliye hatları ve
diğer paydaşlar arasında iş birliğinin teşvik edilmesinin yanı sıra düzenleyici
önlemler, finansal teşvikler ve güvenlik düzenlemeleri için lobi faaliyetleri
adına yerel kuruluşlarla çalışma yürütmeyi de öngördüğü vurgulanmıştır.
Buna
ilaveten, mutabakat zaptı kapsamında anılan limanlar arasında bilgi ve
teknolojinin paylaşılması ve bu rotada karbonsuzlaştırmanın hızlandırılmasını
sağlamak için endüstri bağlantılarının kurulması, küresel hidrojen ekonomisinin
genişletilmesinde iki ülke arasındaki iş birliğinin desteklenmesi, Kanadalı
şirketlerin ürettiği teknolojilerin Almanya pazarında dağıtımının sağlanması ve
aynı şekilde Alman şirketlerine Kanada’da yatırım yapma fırsatı oluşturması
taahhüt edilmiştir. (Kaynak: Tradewindnews, Safety 4 Sea)
7.Bureau
Veritas’ın Yayınladığı Rapor Teknolojik Hedeflerin Teknolojinin Kendisinden
Önce Gelmesi Gerektiğini Ortaya Koydu.
Test,
muayene ve sertifikasyon alanında faaliyet gösteren kuruluşlardan olan Bureau
Veritas (BV) tarafından yayınlanan bir teknoloji raporuna göre; denizcilik
endüstrisinde akıllı teknolojilere dayalı sevkiyatın ilk adımının iş
hedeflerini anlamak olduğu, bu nedenle sürdürülebilirliğe geçişte önemli bir
role sahip olacak olan teknolojinin kapsadığı hedeflerin teknolojinin
kendisinden daha önemli olduğu, denizde ve karada sürdürülen operasyonların
tamamını kapsayan ‘akıllı’ nakliyenin artan dijitalleşmenin bir sonucu olarak
tanımlanması gerektiği, nesnelerin interneti ve yapay zeka gibi teknolojik
gelişmelerin kendi başlarına birer amaç olmaması gerektiği ve bunların belirli
hedeflere ulaşmak için tasarlanmış araçlar olduğu, akıllı nakliyenin
anahtarının bu hedefleri anlamaktan geçtiği ifade edilmiştir.
Söz
konusu raporda orta ve uzun vadeli sera gazı azaltımı hedefleri için
armatörlerin çok sayıda seçeneğe sahip olmasına karşın, kısa vadede en rasyonel
çözümün dijitalleşmeden en yüksek oranda yararlanmak olduğu ve buna ağırlık
verilmesinin mevcut operasyonların optimize edilmesini sağlayarak gemilerde
daha iyi uygulama ve operasyon planlamasına neden olacağı vurgulanmıştır.
BV
tarafından yayınlanan ilgili rapora katkıda bulunan bir yetkili tarafından
yapılan açıklamada da; gemi sistemlerinde toplanan verilerde önemli bir artış
olduğunun fark edildiği ve bu verinin değerli hale gelmesi için ondan ne tür
bilgiler elde etmek istediğinin belirlenmesinin büyük önem taşıdığı belirtilmiş
olup, buna ters olarak mevcut verilerin çoğunlukla amacından bağımsız olarak
toplandığı vurgulanmıştır.
Söz
konusu raporda, daha büyük hacimli verilerin toplanıp, entegre edilip
işlendiğinde verilerin temsil ettiği bilgilere erişimin zorlaştığı ve dijital
çözümlerin temel işlevlerinden birinin, doğru verinin doğru zamanda doğru
kişiye sunulabilmesi imkanı kazandırmak olduğu hususu ifade edilmiş olup, bu
nedenle pek çok dijital çözüm sağlayıcının veriyi anlamayı ve ona göre karar
vermeyi kolaylaştıran özelleştirilmiş panoları müşterilerine sunduğu
belirtilmiştir. (Kaynak: Lloyd’s List)’’
Denilmektedir.
Sayın Üyelerimizin
bilgilerine rica ederiz.
Saygılarımızla,
Vapur
Donatanları ve Acenteleri Derneği
Emin
EMİNOĞLU
Genel
Sekreter
Dağıtım: Tüm üyelerimiz