Menu

Aylık Yazı Dizileri

Gemi Acenteliği ve Hukuk (1) Genel Bakış

GEMİ ACENTELİĞİ VE HUKUK  (1)
GENEL BAKIŞ

 

1.) Giriş

Gemi Acentesi, evrensel bir meslek dalıdır. Uluslararası kurallara göre çalışır. Kendine özgü bir yasası yoktur. Türk Ticaret kanunu hükümlerine tabi olmakla birlikte bir çok kanunun uygulayıcısıdır. Gemi acentesi, yeryüzünün neresinde ve zamanın hangi noktasında olursa olsun,  mesleğinin gereği, günün her saatinde çalışması gereken ve denizcilik alanında etki yaratan bir meslek koludur.

 

Gemi Acentesi, Türk limanlarına gelen deniz taşıt ve araçlarının yolcu ve yük taşımalarında, gemi sahibi, kaptanı, işleticisi, kiracısı, yük sahibi nam ve hesabına üçüncü kişi ve kuruluşlara karşı hukuk kuralları çerçevesinde hak ve menfaatlerini bayrak ülkesi adına temsil eden bir meslektir.

 

2.) Uluslararası Deniz Hukukunun Doğuşu

Değişik coğrafi alanlarda doğal, sosyal ve iktisadi şartlar altında düşünce ve hayat tarzının oluşturduğu, birbirini tamamlayan ve bütünleştiren kültür çevreleri meydana geldi. Bu değişik coğrafi kültüre sahip denizci toplumlar, zamanla karşılıklı ticaret ve mal mübadelelerinin gelişmesini de güvence altına aldılar. Bu ticari bağlantılar, suyolları ve deniz taşımacığı ile yapılan ticaret, değişik coğrafi bölgelerdeki ülkelerin iktisaden güçlenmesine ve bu ticaretin düzenli işlemesi için suyollarının ve denizlerin kullanılmasında kurallar getirdiler

 

Denizcilikte insanların düşünce sisteminde akıl, bilim ve gerçekçilik kavramları bir bütününün ayrılmaz bir parçası olarak kabul edildi. Birbirlerini tamamlayan bu kavramlar davranışların, eylemlerin ve olayların açıklanmasında kullanılacak yol ve yöntemlerde “Bilimsellik” esası kabul edildi. Bu sistemde gerçeklere dayanan, akılcı ve bilimsel yaklaşım, denizcilik dünyasındaki bütün davranışların, eylemlerin, olayların ve yaratılan eserlerin birden fazla sebeplere dayandığını ortaya koydu. 

 

Devletler, uluslararası toplumun üyesi olarak, ortak çıkarlar doğrultusundaki kuralların benimsemesinin zorunlu olduğunu anladılar ve önceki yıllara oranla işbirliğine çok daha fazla önem verdiler.

 

Denizciliğin uluslararası karakteri ve bu alandaki uluslararası kurallara öncelik verilmesi önem kazandı. Bütün bunlar, devletlerarası ticari ve kültürel ilişkilerinde yapılan birçok derlemenin, uluslararası düzenlemede uygulanacak kurallara mesnet teşkil ederek deniz hukukunun ortaya çıkmasına neden oldu.

 

Devletlerin deniz ve deniz kaynaklarının kullanımı ve her türlü deniz işletmeciliği ve deniz ticaretiyle ilgili çıkan sorunların kolaylaştırılması konuları uluslararası ilişkiler düzeyine getirildi. Bunlar ikili anlaşmalar, ittifaklar, konferanslar, konvansiyonlar sonucunda uluslararası kurallara uyum sağlayarak Devletler Hukuku “Uluslararası Deniz Hukuku”nun uygulanması şeklinde görüldü.

 

Devletler Hukuku, bağımsız devletler arasındaki ilişkileri düzenleyen kurallar olarak tanımlandı. Bağımsız devletlerin dışındaki bazı varlıkların da devletler hukuku öznesi (süjesi) olarak kabul edilmesi zorunlu hale geldi. Bağımsız devletlere ek olarak Devletler Hukuku süjesi durumuna gelen varlıklara ek olarak:

·         Birleşmiş Milletler  (BM; UN) (1)

·         Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) (2)

·         Uluslararası Ticaret Odası (ICC), (3)

·         Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), (4)

·         Dünya Sağlık Teşkilatı WHO (5)

gibi kuruluşlar, şartların iyileştirilmesi için milletler arası işbirliğini sağladı.

 

Devletler arasındaki ilişkilerde hukuk kurallarının, yani Devletler Hukuku (Uluslararası Deniz Hukuku) kurallarının geçerli olmasını sağlayan yol ve yöntemin, BM örgütünün eksikliklerini tamamlamak ve zaaflarını ortadan kaldırmak olduğu kabul edilir.

 

Yüce bir yasal yetkeye dayanılarak çıkarılmış olan yasalar, o ülke ya da toplum için “iç hukuk” un temelini oluşturur. O toplumun vatandaşları, bu üstün yetkenin koyduğu kurallara bağlıdır. Bu kurallar, devletlerin birbirleriyle ilişkilerinde bazı ilkelere uymaları ve bu ilkelerin zamanla uyula gelen ilkeler’ e dönüşmesiyle sorunların devletler tarafından kolaylaştırılması şeklini alır. 

 

3.) Gemi Acentesinin Doğuşu

Geminin bir işletme olması, gemide çalışanların, taşınan yolcu ve yükün güvence altına alınarak taşımanın gerçekleştirilmesi sırasında taşıyana birçok önemli görev ve sorumluluklar getirildi. Coğrafi konum itibariyle taşıyanın yabancı ülke limanlarına gönderdiği gemisine, gittiği limanda görev ve sorumluluğu üstlenecek, işlerini yönlendirecek, hak ve menfaatlerini koruyacak bir “Gemi Acentesi”ne gereksinimi doğdu. Gemi Acentesi, onu acente olarak atayanın çıkarlarını iyi şekilde koruması, talimatlarını en etkin ve hızlı biçimde yerine getirmesi, geminin gereksinimlerine ve isteklerine ticari çıkarlara uygun olarak özen gösterilmesi şartları getirildi.

 

Acentelik ilişkisi, ilişkinin yüklenicilik niteliği nedeniyle acente üzerine birçok görevler yüklendi. Yüklenilen bu görevlerin en önemlisi, taraflar arasındaki ‘güvenirlilik’ ilişkilerinin niteliği ön planda yer aldı ve gemi acenteliği, hukuki açıdan bir “güvenirlilik” esasına dayandırıldı.  

 

Gemi Acentesi olan kişi ve kurumlar, acente atayanı veya temsil olunan kişi olarak adlandırılan başka bir kişiyi, temsil etmek üzere yetkilendirdiğinde, hukuki açıdan yetkilendirilmiş kabul edilir. 

 

Atanan acenteye, atayanın çıkarlarını iyi şekilde koruması, talimatlarını en etkin ve hızlı biçimde yerine getirmesi, geminin  gereksinimlerine ve isteklerine hukuk kuralları çerçevesinde ticari çıkarlara uygun olarak özen göstererek hareket etmesi şartları getirildi.

 

4.) Gemi Acentelerinin Hukuk Kurallarına Uyması ve Uygulaması

Gemi acenteleri, görev ve sorumlulukları itibariyle, devletler hukuku (Uluslararası Deniz Hukuku) ve buna ek olarak BM Denizcilik Örgütü IMO, ICC, ILO, SOLAS, (6) WHO, UNEP, (7) MARPOL, (8) ICS, (9) ISF, (10) FAL (11) vb. birçok sözleşmelerde belirtilen kurallar ile ülkelerin bu sözleşmelerde belirlenen kararlara uygun olarak çıkarılmış iç hukuk kurallarına uyarlar. Bunlar:

 

·         Türk Ticaret Kanunu, (12)

·         Gümrük Kanunu, (13)

·         Gemi Sağlık Resmi Kanunu, (14)

·         Pasaport Kanunu, (15)

·         Limanlar Kanunu, (16)

·         Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu, (17)

·         Çevre Kanunu (18)

vb gibi kanunlar ve bu kanunların uygulanmasına dair Tüzük, Karar, Tebliğ ve Yönetmelik hükümlerini uygulamak suretiyle meslekleri icra ederler.

 

5.) Sonuç

Deniz kültürünü almış kişilerden oluşan gemi acenteleri, ‘Gemi Yönetiminde, Yük ve Gemi Belgelerinde, Ticari Faaliyetlerinde, Deniz Hukukunda ve Temsil Olunan Kişilerle İlişkileri’ konularında gemi sahibini aydınlatan, irşat eden ve onları koruyan kişi ve kuruluşlardır.

 

Gemiyle taşınan yükün vasıf ve mahiyetini bilen bir mühendis, bir kimyager, bir sigortacı, bir maliyeci, bir gümrükçü, bir güvenlikçi veya bir hukukçu kadar genel bilgiye sahip kişiler olarak hizmet verirler.

 

Gemi Acenteleri, bu bilgi ışığında gemiye ve taşıyana vermiş olduğu bütün bu hizmetlerin karşılığında, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından  belirlenen “Gemi Acentelik Hizmetleri Ücret Tarifesi” (19) üzerinden ücretlerini alırlar.

 

Açıklamalar                                                   :

1.)        BM- Birleşmiş Milletler (UN United Nations)

2.)        IMO- International Maritime Organization

3.)        ICC- International Chamber of Commerce

4.)        ILO- International Labour Office,

5.)        WHO World Health Organization ,

6.)        SOLAS- Safety of Life At Sea,

7.)        UNEP- United Nations Environment Programme,

8.)        MARPOL- Marine Pollution,

9.)        ICS- International Chamber of Shipping,

10.)   ISF- Internaional Shipping Federation,

11.)   FAL- Convention (Convention on Facilitation of International Maritime Traffıc)

12.)   6762 Sayılı Kanun

13.)   4458 Sayılı Kanun,

14.)   2548 Sayılı Kanun,

15.)   5682 Sayılı Kanun,

16.)   618 Sayılı Kanun,

17.)   1567 Sayılı Kanun,

18.)   2872 Sayılı Kanun,

19.)   8.1.2004 günlü 25340 Sayılı R.G. ile yayımlanan 2004/1 İç Ticaret Tebliği.

 

Ruhi Duman

Bostancı, 15 Aralık 2007