Fiziki Kontrole Tutulan Eşyanın Sorumluluğu
SİRKÜLER NO: 8.1 / 011-009 = 03/01/2018
Sayın
Üyemiz;
Avukat
Sayın Ulvi ÇAĞIRAN’dan alınan “Fiziki
Kontrole Tutulan Eşyanın Sorumluluğu” hakkındaki görüşü aşağıda sunulmaktadır.
“Derneğimiz üyesi
bazı acentelerden elektronik posta ile alınan şikayet ve dilekçelerden özetle;
gümrük idarelerinin risk analizi kapsamında özet beyan konusu eşyanın tescili
aşamasında eşyanın fiziki kontrole (kırmızı hat) düşmesi halinde fiziki kontrol
ve tahlil/kimyahane gibi gümrük işlemlerinin acentelerin mi yoksa eşya alıcısının
gümrük müşavirlerinin sorumluluğunda mı olduğu konusunda farklı bölgelerdeki
gümrük müdürlükleri çalışma alanlarında farklı uygulama ve yorumların mevcut
olduğu anlaşılmaktadır.
Öncelikle, 4458
sayılı Gümrük Kanununun 34-3/a maddesi gereğince yabancı limanlardan gelen veya
Türkiye'den yabancı limanlara giden gemilerin geliş ve gidişlerinde
yönetmelikle belirlenen süreler içerisinde donatan veya işleten veya acentesi
tarafından ilgili gümrük idarelerine bilgi verilmekte olup, yine aynı Kanunun
35/B-4 ve 35/B-5 maddelerinde, özet beyanın eşyayı Türk Gümrük Bölgesine
getiren veya eşyanın gümrük bölgesine taşıma sorumluluğunu üstlenen kişi
tarafından verileceği, bu kişilerin maddede belirtilen kişiler adına hareket
eden kişi, eşyayı yetkili gümrük idaresine sunabilen veya eşyanın sunulmasını
sağlayan kişi veya bunların kişilerin temsilcisi tarafından yönetmelik ile
belirlenen şartlar uyarınca verilebileceği hükme bağlanmış, Kanunun 36.maddesi
gereği de Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen
eşya, girişinden itibaren gümrük gözetimine tabi olduğu, bunların, yürürlükteki hükümlere uygun olarak
gümrük idareleri tarafından denetleneceği ifade edilmiştir.
Yukarıdaki
hükümler doğrultusunda gümrüğe sunulan
özet beyan kapsamındaki eşya Gümrük Kanununun 46.maddesi gereği gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanım
belirlenerek, buna ilişkin işlemler denizyolu ile gelen eşya için, özet beyan
verildiği tarihten itibaren kırk beş gün içinde tamamlanması gerekmektedir.
Diğer
taraftan Gümrük Yönetmeliğinin 63/1.maddesi gereği özet beyanı veren kişi, özet
beyanda yer alan bilgiler ile özet beyana ekli belgelerin doğruluğundan sorumlu
olup, aynı Yönetmeliğin 69.maddesi gereği gümrük idaresi, özet beyanda bulunan
bilgilerden faydalanarak, eşya Türkiye Gümrük Bölgesine gelmeden önce emniyet
ve güvenlik amaçlı olarak risk analizi yapmakta ve Türkiye gümrük bölgesine
gelen gemilere ilişkin yapılacak işlemler Gümrük Yönetmeliğinin 63/2 maddesi
ile bununla bağlantılı 2017/3 sayılı
Genelge’de ayrıntılı olarak izah edilmiştir.
Mezkur
Kanun ve Yönetmelik hükümlerine göre Türk Gümrük Bölgesine giren eşyanın özet
beyanın taşıma sorumluluğunu üstlenen kişi tarafından verilmesi
gerektiği konusunda tereddüt bulunmayıp, söz konusu sorumluluk Gümrük
Yönetmeliğinin 60/2.maddesinde daha ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Bahse konu
hükümde; “Taşıyıcı Kanunun 35/B maddesinin dördüncü fıkrası
uyarınca eşyayı Türkiye Gümrük Bölgesine getiren veya gümrük bölgesine taşıma
sorumluluğunu üstlenen kişidir” şeklinde tanımlamış devamındaki iki
fıkra ile de bunun istisnasını belirtmiştir.
Malum
olduğu üzere 05.12.2012 günlü ve 28224 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gemi
Acenteleri Yönetmeliğinin 4/e maddesinde “gemi acentesi” tanımı yapılmış ve
aynı yönetmeliğin 11/1-a maddesinde ise “Ulusal
mevzuat ve uluslararası denizcilik kuralları ile idare tarafından verilen
yazılı talimatlara uymak” şeklinde bir düzenlemeyle gemi acentelerine
geniş ve ucu açık bir sorumluluk yüklendiği görülmektedir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri bir arada
değerlendirildiğinde; özet beyan konusu eşyanın emniyet ve güvenlik
açısından gümrük idaresince risk analizi sonucu eşyanın fiziki kontrole tabi
olduğunun bildirilmesindeki sorumluluğun acentelerde mi, yoksa dolaylı temsil
yoluyla iş takip eden gümrük müşavirlerinde mi olduğu hususunda açık ve net
hükümlerin mevcut olmadığı fark edilecektir.
Nitekim, Gümrük ve
Ticaret Bakanlığının İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneğine Yönelik 21.07.2017
günlü ve 26696867 sayılı yazısında da bu sorumluluğun her bir olay bazında
taşıma sözleşmesi ve teslim şekilleri de göz önüne alınarak tespit edilmesi
gerektiği, özet beyan aşamasında kırmızı hatta (fiziki kontrol)
yönlendirilen taşıma senetlerinin hat kontrolü tamamlanmadan işlemlerine devam
edilemeyeceğini ifade etmiştir.
Burada şunu da ilave
etmeliyiz ki, İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneğinin sormuş olduğu soru ile
(özet beyan kırmızı hattaki işlemlerin müşavir mi, yoksa acente aracılığıyla mı
yapılması) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığının verdiği cevap (eşya ile ilgili sorumluluğun taşıyıcı veya eşya
sahibinde olup olmadığı) arasında doğru/tam bir korelasyon ve illiyet bağının
olmadığını beyan etmek isteriz. Zira;
İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneğinin dilekçesi net ve sorunu son derece doğru
ifade etmekte iken, Bakanlık eşyanın taşıyıcı-alıcısı/sahibi arasındaki
sorumluluktan bahsetmektedir.
Elbette düzenlenen sözleşme ve eşyanın teslim
şekline göre eşyanın akıbeti ve buna bağlı riskler değişiklik
göstermektedir. Oysa ki Gümrük ve
Ticaret Bakanlığının vermesi gereken cevap, özet beyan işlemindeki kırmızı hat
(fiziki kontrol) uygulamasındaki iş takibinden gümrük müşavirlerinin ya da
acentelerin sorumlu olup olmadığının net bir biçimde belirtmek olmalıydı.
Bu durumda, söz
konusu yazıyı biraz daha açarak yorumlamak gerekirse, öncelikle eşyanın teslim
şeklinin (INCOTERM) (EXW, CIF, DAP, DAT
vb) eşyanın ve bununla ilgili masraf ve risklerin hangi hallerde alıcı veya
satıcıya ait olduğunu belirleyici olduğunu ifade etmekte fayda vardır. Yine,
alıcı ile satıcı arasında yapılan alım-satım sözleşmelerinde çıkış/varış
limanlarında eşya ile ilgili vuku bulabilecek resmi veya özel prosedürler veya
masraflarla ilgili özel hükümlerin bulunup bulunmadığı da sorumluluğun kimde
(alıcı-satıcı veya onun adına hareket edende) olduğunun tespitine katkı
sağlayan konularından birisi olduğundan şüphe edilmemektedir.
Bununla birlikte
irdelenen ve tartışmaya mahal olan konu, özet beyana konu eşyanın
sorumluluğunun kimde –alıcı/satıcı/taşıyıcı- olduğundan ziyade, bu eşyaya
ilişkin fiziki muayenede eşyanın gümrük işlemlerinin acentelere mi, yoksa
gümrük müşavirlerine mi ait olması gerekip gerekmediği hususudur.
Bu konuda somut bir
kanaate varmak için 4458 sayılı Gümrük Kanununun “temsil” ile ilgili
hükümlerine değinmek gerekecektir. Anılan Kanunun 5/1.maddesine göre, “Bütün kişiler, gümrük mevzuatı ile öngörülen
tasarrufları ve işlemleri gerçekleştirmek üzere gümrük idarelerindeki işleri
için bir temsilci tayin edebilirler.” Hükmü mevcut olup, mezkûr Kanunun
225.maddesi; “Eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına
ilişkin faaliyetler, 5 inci madde hükümleri
çerçevesinde, sahipleri ile bunların adına hareket edenler tarafından doğrudan
temsil yoluyla veya gümrük müşavirleri tarafından dolaylı temsil yoluyla takip
edilir ve sonuçlandırılır” hükmüne
amir iken 226.maddesi, “gümrük
müşavirleri her türlü gümrük işlemini takip ederek sonuçlandırabilirler”
hükmünü amir bulunmaktadır.
Diğer taraftan,
acenteler, Gemi Acenteleri Yönetmeliğinde yer alan ve “gemi acentesi” tanımında belirtilen kişilerin nam ve
hesabına aracılık hizmeti vermekte iken, gümrük müşavirleri dolaylı temsil
yoluyla kendi adına, fakat başkasının hesabına hareket
etmektedirler. Diğer bir ifadeyle (taşıyıcı/taşıtan nam ve hesabına hareket eden)
acentelerin özet beyanda bulunma ve bu özet beyanının doğruluğundan sorumlu
olması 4458 sayılı Kanunla sabit iken, özet beyanın olası fiziki kontrolü ile ilgili (tahlil vb) gümrük
işlemlerinde –alıcı tarafından doğrudan temsil yetkisi verilmemiş olması
kaydıyla- kendi adına hareket etme imkanı zaten yasal olarak mümkün değildir.
Kaldı ki, 4458 sayılı
Gümrük Kanunu (Md.226/1) hükümlerine göre gümrük müşavirleri dolaylı temsil
yoluyla her türlü gümrük işlemini takip edip sonuçlandırabilmekte olup, bu
geniş hizmet yelpazesinin sonucunda da Gümrük Müşavirliği Asgari Ücret
Tarifesinde “özet beyan” işleminin takibi için de bir ücret baremi oluşturulmuş
ve bu ücret yıllar itibariyle güncelleştirilmiştir. Burada eşyanın alıcısı ile
dolaylı temsilde bulunan (gümrük müşaviri) arasındaki sözleşmede özet beyanla
ilgili gümrük işlemlerinin takibi konusunda özel hüküm bulunup bulunmadığı
alıcı ve onun dolaylı temsilcisini –gümrük müşavirini-bağlamakta olup,
acenteleri hukuken ilgilendirmemektedir.
Bu minvalde, özet beyan konusu eşyanın sorumluluğu,
mülkiyeti veya bununla ilgili risklerin alıcıda, satıcıda veya taşıyıcıda
olması başka bir husus, özet beyanı verilen bir eşyanın gümrük işlemlerinin
takip edilmesi ise başka bir husustur. Zira, özet beyan konusu eşya ile ilgili
sorumluluk veya riskler tabiiki taşıma sözleşmeleri ve eşyanın teslim
şekillerine göre taraflardan herhangi birine ait olacaktır, ancak özet beyan
konusu eşyanın fiziki kontrolü ile ilgili gümrük işlemlerinin takibi az önce
değinilen ve 4458 sayılı Kanunun 5.maddesi hükmü gereği alıcının/eşya sahibinin
dolaylı veya dolaysız temsil yetkisine göre vereceği yetkiye istinaden
gerçekleşebilecek bir husustur.
Sonuç
olarak,
4458 sayılı Gümrük Kanununun 35/A ve 35/C maddeleri gereğince özet beyan vermek ve onun doğru miktarda/kap
sayısında (yasal orandaki fire-kayıpların dışında) beyan edilip
edilmediğinden sorumlu (Md.237/1) olan taşıyıcı veya onun adına hareket eden
gemi acentelerinin özet beyanının tescili aşamasında gümrük idarelerince risk
analizi kapsamında fiziki kontrole (kırmızı hat) tabi tutulmak istenilmesi
halinde söz konusu hattın gerektirdiği (sayım, tahlil vb) gümrük işlemlerinin
gemi acentelerinin görev ve sorumluluğu KAPSAMINDA OLMADIĞI, hem gümrük hem
ulaştırma mevzuatında böyle bir yetki ve sorumluluğun bulunmadığı düşünülmektedir.”
Denilmektedir.
Sayın Üyelerimizin
bilgilerine rica ederiz.
Saygılarımızla,
Vapur
Donatanları ve Acenteleri Derneği
Emin
EMİNOĞLU
Genel
Sekreter
Dağıtım: Tüm
üyelerimiz